Songül kendi tercihlerini yapması için izin verilmemiş, hayatı hep başkaları tarafından yapılan seçimlerle şekillenmiş, bu nedenle de hayatta yapamadığı seçimleri hayallerinde yaşatmaya çalışan bir kadın.
Hayallerini Brezilya dizilerindeki hayatlara sıkıştırıp roman tadında yazmaya çalıştığı günlüğünden güç alıyor. Peki hayallerinde ne mi var? Aşk var, sevgi var, hayatın gerçekleri ama bir o kadar da boşvermişlik var. Tüm bunlarla beraber Songül’ün hayallerinde aşkının peşinden gidip Merzifon saat kulesinin dibinde romantik bir buluşmayı iple çekmesi, eğlenmesi, gülmesi, acılarını gizlemesi var.
Basit Bir Ev Kazası sahneye konduğu 2008 yılından beri kapalı gişe oynanmaya ve hak ettiği alkışı almaya devam ediyor. Baba Sahne’nin bol kahkahalı oyununda Günay Karacaoğlu’nun müthiş performansına geçmeden önce oyunun yazarı ve yönetmeni Murat İpek’i ayakta alkışlayarak başlamak istiyorum. Oyunun metni öyle gerçekçi ki toplum, ahlak, elalem üçgeninde bir ev hanımının günlük rutinleri içinde yaşadıklarını sağlam bir zeminde, çok iyi bir gözlem sonucunda yazıldığını düşündürdü bana. Sıradan bir karakterin, kimsenin görmek istemediği ruh halinin bu kadar eğlenceli ve bir o kadar da tokat gibi yazılmış metinle aktarılması çok kolay bir iş değil bana göre. Kahkahalara boğulurken bazı noktalarda boğazı düğümlediğini söyleyebilirim. Bu aralar Kültüral Performing Arts’ta şahane işlere imza atan Murat İpek’e alkışlardan bir demet sunarak devam ediyorum yazıya. (En kısa sürede sahneye koyduğu Wagner oyununu da izlemeye çalışacağım.)
Songül her gün yolda, AVM’de, pazarda, sokakta, evde gördüğümüz binlerce kadının ortak adı. Sevgiyi ararken, hayalleri ile hayatı arasındaki gelgitler yeterinde canını sıkmasına rağmen o nefes almaya çalışıyor. Bir yandan Brezilya dizilerini izlerken diğer taraftan kocasının donlarını ütüleyip “Hayat işte.” diyen eğlenceli karakteri resmen kanlı canlı hale getiren Günay Karacaoğlu diğer oyunlarındaki karakterlerde de olduğu gibi Songül’ü bir giysi gibi üzerine geçirip bütünleşiyor. Buradaki ana fark ise, Songül’ü fazlasıyla gerçekçi canlandırması. Dolayısıyla hikaye sizi kahkahalara boğarken bir taraftan da “Bu bizim …… abla değil mi?” demenize neden oluveriyor.
Basit Bir Ev Kazası oyununun devamı niteliğinde “Aşk Ölsün” isimli bir oyunun da olduğunu ekleyeyim. O oyun da başka bir yazımın konusu olsun.
Çiğdem Erken imzalı çok keyifli müziklerini, sizi içine çeken Barış Dinçel imzalı sahne tasarımını da katarak tüm işi değerlendirdiğimde “Basit Bir Ev Kazası”nın kahkahası bol ama içinizi acıtma garantili muhteşem bir oyun olduğunu söyleyebilirim.
İstanbul’da Baba Sahne’de oyunu görebilir, turne bilgilerini de Baba Sahne internet sitesinden takip edebilirsiniz.
Keyifli seyirler.
Kıvanç Koca
Comments