İKSV'nin düzenlediği 24. İstanbul Tiyatro Festivali'nde prömiyerini yapan “Feramuz Pis!” oyunu pandemi dönemindeki dijital yolculuğundan sonra şimdi kanlı canlı oyunlarla yolculuğuna devam ediyor.
“Feramuz; süper kahramanlara, belgesellere, müziğe ve ateşe tutkun. İstanbul Feriköy’de yaşayan Mardin göçmeni Süryani bir ailenin gözbebeği, doğuştan özel gereksinimli bir genç. Gelenekle gelecek arasında sapasağlam duran Zahide ile Mucizeyi loto oyunlarında arayan Nebil’in en büyük evlâdı.” Böyle anlatılıyor oyunun tanıtımında Feramuz’un kim olduğu. Ama aslında Feramuz olması gerekene olması gerektiği yerde hırsları, taktikleri olmadan tepkiler veren, kalbi temiz, çocuk ruhlu bir adam. Ve çevresindekilerin bencillikleri o çocuk ruhun etrafında o kadar güzel gün yüzüne çıkıyor ki belki de o kişilerin aslında ne olduklarını veya olamadıklarını göstermek için bu dünyaya gönderilmiş gibi görünüyor Feramuz. Bir de annesine “Sen iyi bir kadınsın, üzülme!” diyebilmek ve bunu gösterebilmek için…
Bu hayatta gördüğüm görebileceğim, ruhunun iyi taraflarını en güzel şekilde her daim yansıtmayı başaran insanlardan biri olan Çiçek Dilligil’in yorumladığı, koruyucu kollayıcı hatta hep başkaları ve en çok da Feramuz için bu hayatı yaşamaya devam eden anne “Zahide” karakteri muazzam. Çağdaş Tekin ile karşılıklı olarak düş ve gerçek arası geçişleri çok iyi.
Çağdaş Tekin demişken; Feramuz’a can veren Çağdaş Tekin’i Teftişör oyunundaki muhteşem performansı ile hatırlarken, bir anda ters köşe, gerçekle hayal arasında gidip gelen yeni karakteri Feramuz’a dönüştüğünü görmek için oyunu izlemeniz, belki de bu ülkede ne kadar kaliteli oyuncuların olduğunu görmeniz için de bir sebep olabilir, diye düşünüyorum.
Seslendirme Eğitiminde Yaratıcı Drama derslerimizde tanıma imkanı bulduğum Aybanu Aykut’un can verdiği nefret edilesi, ağzına vurulası karakter mahalle karıştıran Bedriye’nin kıyafetinden “görgüsüz gün teyzesi” ayakkabılarına kadar hem görüntüsü hem de tavırları rahatsız edici. Ve bir o kadar da tanıdık…
Buraya kadar aktardığım karakterlerdeki netlik bence evin babası Nebil’de yok. Sanki onu yorumlamamız için bize bırakmışlar gibi. Mucizeyi loto oyunlarında arayan Nebil (Batur Belirdi) zaman doldurmak için mi bunu yapıyor yoksa Feramuz başta olmak üzere evin diğer “normal” görünümlü ama asıl sorunlu olan çocuklarından ve işte yaşadığı sorunlardan ya da kısaca “hayattan” kaçmak için mi, bilemiyorum.
Çocuklar demişken, tüm bu buhranın önemli kahramanları olan evin diğer çocuklarının kimi zaman üzen kimi zaman saçmaladıkları hal ve tavırlarını yansıtan Ataberk Öge, Melisa Berberoğlu ve Burak Uyanık’ı da tebrik etmeden geçmeyelim.
Düş ile gerçekler arasında gelip giden oyunun yazarı Sema Elcim’e ve 2011 yılında İstanbul Devlet Tiyatrosu'nda dibimiz düşerek izlediğimiz “Sidikli Kasabası Müzikali”nin de yönetmeni olan Oğuz Utku Güneş’e ayrıca bol alkış.
“Feramuz Pis!” çok tanıdık hatta çoğumuzun çevresinde, okulunda, iş yerinde hatta kendi evinde tanık olduğu ama görmezden geldiği bir olaylar bütünü.
İnsan kendini görmezden gelir mi? İzleyin, düşünün. Belki yanıtı bu oyunda saklıdır.
Keyifle izlemenizi dilerim.
Mutlu haftalar.
Kıvanç Koca
Comments