top of page
  • Yazarın fotoğrafıKıvanç Koca

Yalnız Bir Primadonna: Melek

Güncelleme tarihi: 28 Şub 2022

“Hayatta her şeyin bir zamanı var. Bazı şeyler kısmet.” konulu, şaşırmadığım ve kabul edip teşekkür ettiğim bilmem kaçıncı olaydır acaba Melek oyununa bilet bulmam?


Hem de oyundan 2 gün önce. Hem de salonda 2. sıra ortada yer alan koltuklarda.


Kısmet. 😊

2020’nin Eylül-Ekim aylarında tiyatrolar açıldığında “Sezon Minimal” konsepti ile perdelerini açan İBB Şehir Tiyatrolarında gitmeye yeltendiğim ancak bir türlü denk gelemediğim oyunu 2021-2022 sezonu içerisinde sürekli takip ederken, bir gün İBB Instagram hesabında oyuncu rahatsızlığı nedeniyle değişiklik yapılması sonucu Müze Gazhane Büyük Salonda Melek oyununun oynanacağının ve biletlerinin satışa çıktığının haberini gördüm. (Instagram hikayelerini kontrol etmek bazen işe yarıyor. 😊)


Ve sonuç: Melek oyununu son dakika bileti ile oyun metninin her bir cümlesini Yeşim Koçak’ın jest ve mimiklerinde tane tane görerek izledim.


Dedim ya, kısmet…


Peki bu kadar uzuuun şekilde girişini yaptığım yazıya konu olan Melek nasıl bir oyun? Ne anlatıyor?


24 yaşında verem hastalığı sonucu hayatını kaybeden gencecik bir oyuncu olan, Darülbedayi aktristlerinden Melek Kobra’nın hayatının son günlerinde bir hastane odasında nasıl yalnızlaştığını daha doğrusu yalnızlaştırıldığını, iyisiyle kötüsüyle hayatındaki insanların onda bıraktıkları izleri, ölümün kıyısındaki bir kadının küçücük bir hastane odasını kendi düşünde kocaman bir tiyatro sahnesine dönüştürüp son nefesine kadar kafasındaki oyunun başrolünde oynamasını iç çekerek ve bazen de zorlanarak izleyebileceğiniz nefis bir oyun “Melek.”


15 yıl kadar önce “Gece Mevsimi” oyununda izlediğim Yeşim Koçak’ın duyguları yansıtmadaki başarısına ayrıca şapka çıkarmak gerek. Tek kişilik bir performansta duygular arası geçişleri o kadar kıvamında ve güzel ki sizi oldukça sade bir dekor içerisinde Melek’in düş dünyasına çekiveriyor bir anda. İnişli çıkışlı bir ruh hali ve enerji içinde bulunan karakterin oyun boyunca dibe sürüklenişini çok güzel aktarmış. Veremden muzdarip karakterin öksürürken ağzını kapadığı mendili tutuşu bile tam bir primadonna yansıması. (Bu kısım özellikle mi çalışıldı bilmiyorum tabi.)


Hayalleri, hayal kırıklıkları, pişmanlıkları olan ve “Keşke yapabilsem.” diye iç geçirdiği şeylerin orta yerinde yalnızlığa sürüklenen bir primadonnanın sessiz çığlıklarının yansıması “Melek”.


Verem mikrobunun kapladığı bedeninin fiziksel acısı mı daha çok yakıyordu canını yoksa düşleri ile gerçekler arasındaki gelgitler mi?


İzleyin, görün derim.


İyi seyirler.


Kıvanç Koca


Oyun Tanıtım Videosu:



62 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page